Kategori arşivi: Tenis Direği

Tenis Direği ve Tenis Direği Fiyatları hakkında genel bilgiler yer almaktadır.

tenis kortu

TENİS KORTU ÖLÇÜLERİ

Tenis kortu ölçüleri 18mt x 36 mt eğer çift maçı yerine tek tek oynama özelliği istenirse 18mt yerine 15 metre olarak kullanılabilmektedir. 15 metre olan sahada servis atmak zor olduğu için genellikle bu ölçü kullanılmaz sahanın özelliklerine gelince

Saha boyu: 23,77 metre
Saha eni : 10,97 metre
Çiftler için koridoru mesafesi : 1,37 metre
Filenin yükseklik ölçüsü (ortada): 91,4 cm
Servis çizgisinin fileye olanuzaklığı: 6,40 metre
işareti:En az 2.5cm.
Yan kenar boşluğu : 3, 66 metre
Yardımcı Çizgi: 5 cm dir

Tenis Direği

Ülkemizde gerçekleştirilmekte olan tenis kortu ve tesisleri yatırımları sayesinde her yaştan insan için tenis oynama ve öğrenme olanağı sunuluyor. Farklı klasmanları sayesinde profesyonel ve amatör düzeyde her yaştan insanın kolaylıkla oynayabilme olanağına sahip olduğu bir spor dalı olarak ön plana çıkıyor.

Günümüz modern dünyasının olimpiyat oyunlarının en önemli spor dallarından bir tanesi olan tenis, dünya genelinde pek çok ülkede yaygın olarak oynanmakta olan bir spor dalıdır. Özellikle son birkaç yıldır zengin sporu olduğu gibi yanlış bir kanının da ortadan kaldırılması ile birlikte, günümüz modern dünyamızda tenis çok daha yaygın bir hale geldi.

Tenis kortu için en önemli noktalardan biri de tenis direği olarak gösterilebilir. Dünya genelinde gerçekleştirilmekte olan prestijli tenis turnuvalarının yanı sıra ülkemizde de gerçekleştirilmekte olan pek çok tenis turnuvası sayesinde, artık dünyanın en ünlü tenis sporcuları ülkemize geliyor. Bu durumda tenisin çok daha fazla yaygınlaşmasına neden oluyor.

Ayrıca ülkemizde yapılacak tenis kortu yatırımlarında büyük kolaylıklar sağlayacak niteliklerde ve ekonomik olan tenis direkleri geliştirilmektedir. Tenis kuralları çerçevesinde tasarlanan bu tenis file direkleri ile çok daha profesyonel tenis kortları oluşturulabilmektedir.

Tenis kortunun tam ortadan ikiye bölen filenin her iki ucunda bulunan tenis direkleri için Uluslararası Teni Federasyonu tarafından belirlenmiş olan çeşitli kurallar bulunmaktadır. Bu direkler için belirlenmiş olan bu kurallara uygun olarak tasarlanması gerekmektedir.

tenis

Dirseğin dış kısmındaki lateral epikondil adı verilen kemiğe yapışan tendonların dejenerasyonu sonucu oluşan ağrıya tenisçi dirseği denir. İlk olarak tenis oynayanlarda tanımlanan bir hastalık olduğu için tenisçi dirseği ismini almıştır.

Hangi sıklıkta görülüyor?

35 yaş üstü tenisçilerin %50′ si, 50 yaş üstü tenisçilerin ise %60’ı spor yaşantılarının bir döneminde bu sorunla karşılaşmaktadır. Profesyonel sporcularla karşılaştırıldığında amatör oyuncularda görülme sıklığı ile oyun süresi arasında direkt bir ilişki vardır. Son yıllarda görülme sıklığında artış vardır

tenisci dirseyi

Kimler Risk Altında?

Daha çok mesleki olarak uzun süre bilgisayar kullanmak zorunda olan kişilerede üst ekstremite kas iskelet hastalıkları, dolayısı ile tenisçi dirseği görülme sıklığı artmaktadır. (Aydeniz A ve arkadaşlarının 2008 yılında yaptıkları çalışma “Turkish Journal of Medical Sciences” dergisinde yayınlandı). Karşılaşma sıklığı açısından 40-50 ‘li yaşlar için kadın-erkek farkı yoktur.

Tenisçi Dirseği Nasıl Ortaya Çıkıyor?

Tenisçi dirseği çoğunlukla aktivite sonrasında dirseğin dış kısmından başlayıp ön kola yayılan künt ağrı ile ortaya çıkar. Lateral epikondil adı verilen dirsek dış kenarındaki kemiğe yapışan tendonlar üzerinde mikro yırtıklar ile başladığı bilinmektedir. Bu mikro yırtıklar zaman içerisinde düşük şiddetdeki travmaların sık tekrarlanması sonucunda ortaya çıkmaktadır.

tenisci dirseyi

Hangi Hareketler Buna Neden Oluyor?

Özellikle yumruk sıkılı iken bileğin dışa doğru dirençli olarak çevrildiği hareketler ile ortaya çıkar; Erkeklerde tornavida kullanmak bayanlarda ise elbezi sıkma hareketleri ile en fazla görülür. Son yıllarda bilgisayar kullanımının yaygınlaşması ile uzun süreli klavye veya mouse kullanan kişilerde daha sık görülmektedir. Kısa sürede çok fazla kişi ile tokalaşmak bile tenisçi dirseğine neden olabilmektedir.

Özellikle hastalar diş ağrısına benzer sabit ve sürekli künt ağrıdan şikayet ederler. Sürekli ağrı hayat kalitesini düşürüp kişiyi mutsuzluğa işinde verimsizliğe sürüklemektedir.

Nasıl Tanı Konuluyor?

Genellikle muayene ile tanı konulur; dirsek dış çıkıntı kemiğinin 5 mm kadar alt kısmına baskı uygulandığında ağrı ortaya çıkması spesifiktir. El bileğinin yukarı doğru kaldırılmasına karşı kuvvet uygulandığında dirsek dış kemiği civarında ağrı ortaya çıkar, ayrıca ön kolu dirence karşı dışa çevirmekte ağrıyı artırır. Bazen dirsek eklemini ilgilendiren başka hastalıklardan ayırmak için röntgen- MR gibi radyolojik görüntüleme yöntemlerine baş vurulur. Özellikle dirsek eklemine yakın bulunan “Posterior interosöz” sinir olarak isimlendirilen sinir sıkışması tenisçi dirseği ile karışabilmektedir. Detaylı muayene ile ayırıcı tanı yapılabilir. Tenisçi dirseği ve sinir sıkışması %5 hastada birlikte bulunabilir

tesnisci dirseyi

Tenisçi Dirseğinden Korunmak Nasıl Korunulur?

Tenisçi dirseğinden korunmak için özellikle sık tekrarlanan hareketlerden kaçınmak en önemli çözüm yoludur. Geçmişte ev hanımlarının temizlik sonrasında uzun süre ara vermeden bez sıkmaları, erkeklerin uzun süre tornavida kullanması en önemli nedenler arasında yer alırken; günümüzde uzun süreli mouse kullanılması ve bu mouse’un çok sıkı kavranarak tutulması en önemli nedenlerden biri halini almıştır, ayrıca tenis sporuna olan ilginin her geçen gün artması sonucu amatör sporcuların uzun sure uygun olmayan raket ile vuruş yapılaması günümüzde en önemli nedenler arasında yer almaktadır.

Korunmak için özellikle Mouse kullanımı sırasında ; 1- Mouse un çok sıkı tutulmaması, 2-

Küçük Mouse kullanımından kaçınılması, hatta avuç içini dolduracak büyüklükte Mouse kullanılması, 3- Yapılan işe belirli periyotlar halinde ara verilmesi.

Amatör sporcularda: 1- Kolay kavranabilen , 2-Çok sert olmayan kaliteli raketlerin kullanılması tenisçi dirseğine yakalanma sıklığını azaltmaktadır.

Nasıl Tedavi Ediliyor?

Tenisçi dirseği %95 oranında ameliyat dışı yöntemler ile tedavi edilebilmektedir.

Ağrılar yeni başlamış ise; ilaç- buz ve istirahat tedavisi oldukça başarılıdır. Eğer bu yöntemler ile tedavi sağlanamaz ise özel dirseklik kullanımı- Atelleme yöntemleri- Fizik Tedavi uygulamalar(ESWT, masaj, ultrason vb.) veya enjeksiyon yöntemlerinden birisi ve birkaçı birlikte kullanılabilir. En az 6-8 ay süren tedavi sonrasında hastaların %5-10 u bu tedavi yöntemlerinden fayda görmediği için ameliyat edilmektedir. İlaç ve istirahat tedavisinden fayda görmeyen hastalara enjeksiyon tedavisi uygulanmaktadır. Enjeksiyon tedavisinde 2 yöntem ön plana çıkmaktadır. Birincisi steroid(kortizon) enjeksiyonu yapmaktır. Bu yöntem çok uzun yıllardır kullanılmaktadır. Bu yöntemin başarı oranı %40-60 aralığındadır. Bu yöntem aynı dirseğe 1-3 kez denenmektedir. İkinci enjeksiyon yöntemi ise PRP enjeksiyonudur.

tenisci dirseyi

PRP Nedir?

PRP İngilizce kökenli Platelet Rich Plasma (zenginleştirilmiş plazma) kelimelerinin baş harflerinden oluşur. PRP kişinin kendisinden alınan kandan elde edilen iyileştirici faktörlerin yoğun olarak bulunduğu sıvıdır.

PRP poliklinik şartlarında hastadan kan alınması ile başlar. Kullanılan cihaza göre 8 cc ile 30 cc arasında kan alınır. Bu kan özel steril kaplara konularak , özel cihazlarda santirfüj edilir. Bu aşamada bu kanın içerisine hiçbir katkı maddesi veya ilaç konulmaz. Cihaz tarafından kan ayrıştırılarak iyileştirici faktörlerin yoğun olarak bulunduğu kısım ayrıştırılır.

tenisci dirseyi

Bu sıvı problemli alana enjekte edilir. Bu yöntem 2 veya 3 kez aynı şekilde tekrarlandıktan sonra maksimum başarı elde edilir.

PRP nin en önemli avantajı; kişinin kendi kanı olması nedeni ile herhangi bir yabancı kimyasal içermemesi ve diğer yöntemlere göre başarı oranının daha yüksek olmasıdır.

PRP nin dezavantajı ise; hastaların %50 sinde işlem sonrasında oluşan ve 3 gün süren ve enjeksiyona bağlı ağrıdır.

PRP enjeksiyonunun başarı oranı % 60-80 aralığındadır.

Tenisçi dirseği tedavisinde hiçbir yöntemin %100 başarı şansı yoktur. Cerrahi tedavi uygulanan hastalarda bile %2-5 arasında değişen oranlarda ağrının geçmeme ihtimali vardır.